İlk ve en önemlisinden başlamak istiyorum, en prestijlisinden. Tabii ki MVP yani normal sezonun en değerli oyuncusunu belirlemeye. Şu an nereye bakarsanız bakın, tarafsız iki gözün belirlediği iki aday var öncelikle. Biri Derrick Rose, diğeri ise Howard. Yani baktığımız zaman, ödülü verecek kişiler şunlara bakıyor: İlki Kaan Kural’ın bahsettiği, bir hikayenin başrolü olmak, sürekli anlatılmak, merak edilmek, bu sabah ne yaptı şeklinde. Diğeri de bildiğimiz şeyler, istatistik, gelişim ve liderlik yönü oyuncunun.
Tüm bunlar sorgulanırken Rose’un tüm yaz özverili çalışması, şutunu geliştirmesi, salona ilk girip son çıkması öne çıktı. Bulls’un özellikle ikinci yarıdaki önlenemez yükselişini açıklayan en önemli sebepler olarak ölü sezondaki Rose’un çalışmaları gösterildi. Bu durum istatistiklerine de yansıdı. Üçlüğünü özellikle, inanılmaz geliştirdi. İlk iki sezonunda 33 üçlük atmış ki, bu rakam şu anda 130’larda, sadece bu sezon için.
Tabii Dwight Howard’ın karikatürize olmuş vücudunun formunu koruması için ne kadar çalışma yaptığını hayal etmek bile zor. O da zaten hem bu ödül için yarışıyor, hem de en iyi savunmacı alanında. Sadece savunma da değil, ofansif olarak da kendini bayağı geliştirdi bu sene.
Rose’un en önemli avantajı istatistikleri değil, Daha az süre oynayan Kobe’de, veya son iki yılda ödülün sahibi LeBron’un, belki Westbrook’un istatistikleri bile daha parlak gözükebilir. Kaan Kural ile Murathanoğlu da bunu eleştiriyorlar. Bu rakamların mvp kalibresinde olmadığını düşünüyorlar. Fakat asıl konu şu ki, Bulls’un ne kadar sabırlı hücum ettiğini ve sayı olarak daha kısır maçlar çıkardığını düşünürsek, bu istatistikler çok da anlamlı değil. Efficiency istatistikleri Rose’un değerini ortaya koyan asıl değerler bence. Yani Chicago’nun 87 sayı attığı bir gecede, her gece 110-120 sayı atan Nuggets’a göre daha az sayı-asist-ribaund- top çalma vs. olacaktır. Çünkü hücum sayısı daha az temel olarak. Böyle bir maçta da Rose 25 sayı atıp 8 asist yapmış ise (ki bu sayı sezon ortalamaları), takımının sayılarının yarısında direkt veya indirekt olarak etki etmiş demektir. Ayrıca bunu bazen “Fast don’t lie” dedirten bir şekilde delici bir şekilde yaparsa, kazanıyorken bile gülmüyorsa, iddiasız maçlarda bile son dakikaya kadar kazanma hırsını elinden bırakmmıyorsa ve tüm bunları artık gerçek bir lider olarak yapıyorsa, O oyuncuya MVP ödülünü verirsiniz bence…
Bir de herkesin bildiği bir şey var. Rose bunları neredeyse yarım sezon Boozer’sız veya Noah’sız yaptı. Bazen ikisi birden yoktu. İkisi bu sezon toplamda 57 maç kaçırmışlar. Bu birçok şeyi anlatmaya değer. Hiç NBA.com gibi Rose’un çocukluğuna gidip Illinois’in arka bahçelerinde Rose’un basketbol oynadığı kırık potalara bakmaya gerek yok. O bir numara !
Kusura bakma Howard. Howard’ın dezavantajı, dediğim gibi, aynı zamanda en iyi savunmacı ödülünde de adaylığı olması, ve büyük oranda da kazanacak olması. Eğer ki Rose bir Draft’ın 1 numarası olmasaydı (2008 için öyledir kendisi), belki de bu sene Bulls’un yükselişi bu denli tepelerde görünmeseydi, belki de O’nu en çok gelişme gösteren oyuncu için aday gösterecektik. Bu bahsettiklerim eksik olduğu için belki de en çok gelişme gösteren oyuncu Kevin Love olacak.
Benim oyum en iyi 6. adamda Odom’a gidecek. Çünkü kendisinin rakamları neredeyse bir ilk beş oyuncusu gibi. 30 maça sakatlıklardan dolayı ilk beş başladı, fakat yedekten geldiğiniz maçların daha çoğunlukta olması bu ödüle aday olmanız için yeterli.
En iyi çaylak ödülünü kime verdiğimi söylememe bile gerek yok sanırım, fakat şunu belirteyim ki, muhalif adaylar olarak Wall, Cousins, Monroe, Fields gibi adayların olması bile mutluluk verici bizler için.
En iyi savunmacı ödülünü Gerald Wallace, Deng ve Tyson Chandler’ın önünde Howard kazanacak diye düşünüyorum önceden de bahsettiğim gibi. Tek bir rakam vereyim, kendisi üst üste 6 senedir bir sezonda 1000 ribaund 100 blok barajını aşıyor !
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder